Aile Şirketleri Kurumsallaşabilirler mi?

Aile şirketleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonominin bel kemiğini oluşturuyor. Bununla beraber dünyanın gelişmiş ülkelerinde aile şirketlerinin kurumsallaşıp ülke ekonomisine yıllarca önemli katkılar sunmasına çeşitli çözümler getiriliyor. Ne yazık ki ülkemizde kurumsallaşma bir sorun teşkil ediyor.

Aile Şirketi Sorununu Nasıl Tanımlayabiliriz?

Öyle görünüyor ki gelecek kaygısı ülkemizin aile şirketlerinin bireyleri için, dışarıya karşı çokça dillendirilmese dahi, son derece yüksek. Günümüzde televizyon dizilerini takip edenler fark edeceklerdir, bu mesele varlıklı aile dizilerinin vazgeçilmezi durumunda. Araştırmalar gösteriyor ki çözüm getirilmediğinde aile şirketleri en hafif ihtimalle el değiştiriliyor. Bundan daha da yıkıcı olmak üzere aile şirketleri birer birer kapanıyor, hissedar ailelerin de dağıldıklarını gözlemliyoruz.

Aile Şirketlerinin Sorunlarına Çözüm Nedir?

Bu noktada aile şirketlerinin sorunlarına en etkili çözüm kurumsallaşma olarak ön plana çıkıyor. Kurumsallaşabilen aile şirketlerinin dünya devi şirketlere dönüştüğü ortadadır. Ne var ki kurumsallaşma konusunda her aile gereken özeni gösteremiyor, adım atamıyor. Nepotizm, güven sorunu, liyakatsizlik gibi kavramlar kurumsallaşmanın önündeki engeller olarak karşımıza çıkmakta. Aile şirketlerinde yönetim, işleyiş ve şirket ile ilgili kararlar tamamen aile üyelerine ait. Şirket içerisinde alt birimlerde aile dışı profesyonel yöneticiler olsa bile tüm kararlarda son söz aile bireylerine ait olmaktadır.

Aile şirketlerine verilen çeşitli desteklerle, yaşanan veya gelecekte yaşanması muhtemel birçok sorun ortadan kaldırılabilmektedir. Uzmanlar yönetimsel bir takım teknik çalışmalar haricinde aile anayasası gibi aileyi odağa alan çalışmaların büyük önem arz ettiğini belirtiyorlar. Kurumsallaşmayı başaran aile şirketleri genelde genel müdür başta olmak üzere organizasyon yapısı içerisinde birçok kritik pozisyona aile ferdi dışında isimler atamaktalar.

Türkiye’de aile şirketlerinin neden yok olduğunu bu alanın uzmanlarından Aile Şirketleri Danışmanı Tunç Vidinli’ye sormak istedik. Bu konu üzerine çalışmalar yürüten, danışmanlık şirketi sahibi Tunç Vidinli, bugüne kadar birçok aile şirketini kurumsal noktaya taşımış. Konu üzerine sorularımız yanıtlayan Tunç Vidinli’nin görüşlerine aşağıda yer vermek istiyoruz.

Aile şirketleri bir sonraki nesle nasıl aktarılır? Nesiller boyunca nasıl ayakta kalır?

Aile şirketlerinin ayakta kalmasını sağlayacak en önemli unsur kurumsallaşma. Burada kurumsallaşmaya iki noktadan yaklaşmak lazım. Öncelikle yönetimin profesyonelleşmesi ve işleyişin kişiden bağımsız kurallara bağlanması gerekiyor. Bu noktada güçlü bir yönetim sistemi şart. Ayrıca şirket kültürünü de ele almak lazım. Bunları çalışıyorsanız ve şirket belirli bir seviyeye gelmişse ailenin bakış açısı son derece önemli. Siz ne kadar burası bir kurum deseniz de aile kendi içinde birtakım çalışmalar yapmamışsa bunu insan kaynaklarınıza anlatmakta zorlanırsınız. İşte bu noktada da aile anayasası dediğimiz çalışma ortaya çıkıyor.

Aile anayasası çalışması yapmış bazı şirketlerin sorunları hala aşamadığı görüyoruz. Nedir bunun sebebi?

Birincisi aile anayasası çok hassas bir çalışmadır gerçekten aile şirketlerini derinden tanıyan kimseler ya da kurumlar ile harekete geçmek gerekir. Yoksa o meşakkatle yürütülen çalışmanın maddelerindeki hassas noktalar ya gözden kaçar ya da aileye faydası olmayacak kararlar ile doldurulur. Bunun yanında bu çalışmayı yapmış olmak yetmez. Biz kurumsallaşma adına yürüttüğümüz çalışmanın tamamına Yaşayan Aile Anayasası diyoruz ve bunun da bir sebebi var. Biz anayasa çalışmamızın ardından ele aldığımız kurumsal yönetime geçiş sürecinde anayasada belirlediğimiz maddelerin hayata geçmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bu noktada unutulmaması gerekir ki aile anayasası bir son değil, bir başlangıçtır ve ailenin misyonunun bir parçası olmalıdır.

Aile Şirketleri içerisinde yaşanan kuşak çatışmasına nasıl son verilir?

Burada olayı basit bir kuşak çatışması olarak görmemek lazım. Evet temelinde iki nesil arasında birbirini anlama kökenli bazı sorunlar var. Ama unutulmamalıdır ki ortada aynı zamanda bir de devir meselesi var. O şirketin geleceğine dair de iki taraflı çeşitli sorular ve beklentiler oluşuyor. Bu sorunları aşmada Veliaht Koçluğu çalışması ön plana çıkıyor.

Nedir veliaht koçluğu? Son zamanlarda sıkça duymaya başladık.

Temelde veliaht koçluğunu gelecek nesil patronlara bir çeşit ağabeylik/ablalık gibi düşünebilirsiniz. Bu çalışmanın aileye ve şirkete sağladığı temelde çok özel bir fayda var. Biraz önce bahsettiğimiz kurumsallaşma konusunda eğer şirketin karar vericisi patron harekete geçmekte zorlanıyorsa. Bizim yaptığımız şey o gençlerin o yönetimi sağlıklı biçimde büyüklerinden devralması ve bahsettiğimiz kurumsallaşmayı sağlamaları. Bu durumda o nesilde gerçekleşmeyip şirkete zarar verecek olan durumu bir sonraki nesilde çözmüş oluyoruz. Bu noktaya geldiğimiz ve bu şekilde çözdüğümüz örnekler son yıllarda daha da artmaya başladı. Nitekim bizim örf ve adetlerimize, değer yargılarımıza uyan bir çalışma. Tarihimizdeki lalalık kurumu ya da atabeyler gibi görebilirsiniz.

Katkıda bulunduğunuz için çok teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
Vozol 10000 istanbul psikolog instagram takipçi satın al yang覺n merdiveni